İslam Alametlerine(!) Göre Hüküm Verenin Hükmü!

Soru: Allah’ın selamı müslümanların üzerine olsun Size alemetlere göre hükm verenler hakkında olacak sorum. Sanki siz bir kişiye internet ortamda mürted oldu diyorsunuz. Halbuki o hiö muslüman olmamış. Çünkü internet ortamda bilgiye göre adam diyor ki; kat’i bir şekilde müslüman hükmü verdiğim bir kişi tanımadığım başka bir kişiye bakarda islam alemetlerinden dolayı hadislere dayanarak müslüman hükmü verirse ben onu tekfir etmem diyor. Siz de böyle mi inanıyorsunuz? Oyle ise (inş öyle değildir) dayandığınız kat’i bir delil varmı? Çünkü muşriğe müslüman hükmü vermek dinin aslından olan küfür olduğu inancındayım.
Allah haq için mücadele eden kişilerin yardımcısı olsun. Amin.

Cevap: Bismillahirrahmanirrahim.

La ilahe illallah kelimesinin telaffuzu günümüzde bir kişiye İslam hükmü verilmesi için yeterli değildir. Gerek nasslarda gerekse şehadet, namaz, ezan vb fiilleri islam alameti sayan alimlerin sözlerinde o dönemde bu ameller şirkten tevbe etmenin alameti olduğu için bunlara dayanarak islam hükmü verilmiştir. Fakat günümüzde bunların tek başına kişinin şirki ve tağutu reddetmesine alamet olduğunu aklı başında hiç kimse ileri süremez. Dolayısıyla günümüzde her kim hala bu alametlere binaen islam hükmü vermeye devam ediyorsa bu kimse kişinin müslüman olabilmesi için şirkten tevbe etmesi gerektiğini bilmeyen birisidir. Böyle birisi ise iman ve küfür sınırlarını bilmeyen dolayısıyla müslüman olmayan bir kimsedir. Bu tarz kişilerle konuşulduğunda şirkten tevbe etmeyi şart olarak görmedikleri ve kişinin islamını sadece (aşırı mürcie’nin iddia ettiği şekilde) diliyle kelime-i şehadet getirmesine bağladıkları açıkça müşahede edilir. Kısacası günümüzde islam alametleri meselesinin ihtilaflı olduğunu veya kelime-i şehadeti islam alameti saymaya devam eden birisinin tekfir edilmeyeceğini iddia eden birisi islamı anlamamıştır. Dolayısıyla bahsettiğiniz tarzda düşünen ve bu meseleyi dinin aslından saymayan kimseler müslüman değildir ve islamı anlamamışlardır. Bizim gördüğümüz budur ve bunun haricindeki görüş sahiplerinden beriyiz. Bunları sadece konuyla alakalı akidemizi beyan etmek için yazıyoruz. Bu konuyla alakalı inşallah yakın bir zamanda müstakil bir çalışma hazırlanacaktır.

Diğer meseleye gelirsek; kişilere verilen müslüman, kafir, mürted gibi hükümler zahire göre verilmektedir. Bir kimse hiç müslüman olmadığu halde küfrünü açığa vurmadığı için insanlar ona zahiren müslüman hükmü vermiş olabilirler. Böyle bir kimsenin sonradan küfrü ortaya çıktığında da ona mürted hükmü verilir. Fakat hakikatte o kişi asli kafirdir, ancak hüküm zahire göre olduğundan dolayı biz onun geçmişte islam izhar etmesine dayanarak mürted muamelesi uygularız. Bu bahsettiğiniz kişi ve benzerlerinin şu anda kafir olan bir akide savunması, geçmişte de bunu savundukları veyahut da savunmuş olsa bile ona müslüman diyen herkesin onun bu sözüne vakıf oldukları anlamına gelmez. Eğer şu anda küfrü çıkan bir kimseye mürted değil de asli kafir denmesi gerektiği gibi bir düşünceye sahip olan varsa bu batıl bir iddiadır, bu düşüncenin sahipleri hangi delile dayanarak bunu iddia etmektedir? Bu takdirde islamdaki mürted kavramı ne olacaktır? Kısacası bu şahsa mürted hükmü vermemiz, dolayısıyla öncesinde müslüman dememiz onun bu küfür akidesine sahip olduğumuz manasına gelmiyor. Eğer bu kimse eskiden beri -islam alameti konusu olarak bilinen- kişinin islamına hükmetmek için şirkten tevbesine şahit olunması gerektiği hususunu imanın aslından görmüyorsa o zamandan beri kafirdir ve bizden onunla aynı düşünceleri paylaşan varsa onlar da kafirdir. İnşaallah aradığınız cevabı bulmuşsunuzdur. Vesselam.

Soru: Arkadaşı bu konuda haq üzere olduğunuzu sevindim. Şimdi ek olarak bir sorum var; davet eden kişi islamın gereklelerin tamamen açıklamadan, musluman muamele verir sonra onun bir konuda eksik anlatıldığından dolayı küfrü açıklanırsa bu kişiye musluman muamelesin veren davetçinin durumu nedir?

Cevap:
Bismillah. Bir kimse şirkten tevbe ettiği ortaya çıkmamış olan birisine bunu bildiği halde müslüman hükmü verirse kafirdir. Bir kişi açık bir şekilde kafir olduğu kendi nezdinde belli olan birisine küfrünü bildiği halde müslüman derse yani küfre iman ismi verirse aynı şekilde kafir olur. Ancak tevhidi şirki bilen birisi, zahirde şirkten tevbe ettiğini iddia eden ve yine zahirde bunun aksine hiç bir küfür söz ve fiili ortaya koymamış olan birisine şirkten tevbe ettiği zannıyla müslüman hükmünü verirse bu kimse nasıl küfre girecektir ki? Bu kimse Allahın hangi hükmünü yalanlamaktadır ki küfre girsin? Kısacası bir kimsenin müslüman hükmü verdiği birisinin sonradan küfrü çıkarsa bunu bilmeden ona müslüman hükmü verenlerin tevhidi bilmedikleri hükmüne varmak tam bir dalalet ve cehalettir. Hatta bunda Allah Rasulu ve ashabına dil uzatmak dahi sözkonusudur. Çünkü onların da (Allah onlardan razı olsun) müslüman hükmü verdikleri bir çok kimse sonradan irtidad etmişti, hatta bir kısmo münafıklar gibi hiç müslüman olmamıştı. Fakat neticede hüküm zahire göre olduğu için zahiren şirkten beri olan kimselere -velev ki sonradan aksi ortaya çıkmış olsa bile- müslüman hükmü vermekten dolayı kınanmamışlardır. Alimlerin nezdinde böyle konular tartışıllmamıştır. Bu tip meseleleri ancak günümüzde imanın küfrün ne olduğunu bilmeyen cahiller gündeme getirir. Vesselam.

Alıntı


WordPress.com ile böyle bir site tasarlayın
Başlayın